Kartepe Evde Masaj Hizmetleri – Masör Ece

Kartepe Evde Masaj Hizmetleri – Masör Ece

Kartepe Evde Masaj yaşantımın salt büyüklerin keyfine kalmayışına; çocuk dünyasında yapayalnız olmayışıma da çok seviniyordum. Bir benzerim, benimle eşit koşullan paylaşan bir ortağım vardı: Kız kardeşim, altıncı yaş günümden başlayarak, yaşamcığımda büyük yer meblağ olmuştu. Adı Poupette’ti. Benden iki buçuk yaş ufaktı. Babama benzediğini söylerlerdi.

Mısır püskülü benzer biçimde saçları vardı. Çocukluğumuzda çekilmiş resimlerin hepsinde, gözleri bir yaş bulutunun arkasından mavi mavi parlar. Doğuşu büyük bir düş kırıklığı yaratmıştı. Evde herkes, oğlan istiyordu. Tabii kız olmasında kardeşimin bir suçu, bir günahı yoktu, fakat gene de beşiği pişmanlık dolu sözlerin çarpıp çarpıp yansıdığı bir ağlama duvarı haline gelmişti, ikimize eşit hareket etmek için, türlü sıkıntılara girerdi ev halkı, ikimiz bir örnek giyinir, çoğunlukla beraber sokağa çıkardık, ikimiz bir tek yaşantıyı ortaklaşıyorduk. Fakat doğal, ben abla olmak sıfatıyla daima biraz daha ayrıcalıklı yaşıyor, her şeyden benini payıma düşen biraz daha fazla oluyordu. Benim kendi odam yardı. Louise’le birlikte yatardım. Kocaman, oymalı tahtadan bir karyolam vardı.

Kartepe Evde Masaj

Kartepe Evde Masaj baş ucumda da Murillo’nun “mukaddes Bakire” tablosunun bir röp- rodüksiyonu asılıydı. Kardeşim ise, daracık bir koridora yapılan yatakta yatardı. Babam seferberlikte öğrenime çağrıldığı vakit, onu görmeye annemle ben gitmiştim; kardeşim evde kalmıştı. Devamlı ikinci planda olan “ufaklık” , kendini gereksiz bir varlık olarak görürdü. Ben ilk olarak annem, babam için yepyeni bir varlık, yepyeni bir deneydim. Oysa kardeşim, ne yapsa, ne etse artık onlara yeni gelmiyor; onları şaşırtmıyordu.

Kartepe Evde Masaj ben, hiç kimselerle kıyaslanmamışım. Kardeşim ise, her hareketinde, her sözünde benimle kıyaslanmak durumunda kalıyordu. Cours Desir’deki öğretmenler, devamlı büyükleri küçüklere örnek gösterme alışkanlığındaydılar. Poupette ağzıyla kuş tutsa, gene de her şeyi benim daha iyi, daha üstün yapmış olduğum bir efsane benzer biçimde dilden dile geziyordu. Bu aşılmaz barikatı yıkmak için, kardeşim ne yapsa boşunaydı. Anlamsız bir bahtsızlığın kurbanı olan zavallı kızcağız, akşamlan oturup gizlice ağlardı çoğu kez. Bu sefer de onu suratsızlıkla, aksilikle suçlarlar ve alt etmesi gereken yeni bir kusurla karşı karşıya bırakırlardı. Benden ne kadar nefret etse yeriydi; ama işin tuhafı, Poupette sadece benim yanımdayken kendini itimat içinde buluyordu.

Abla olmanın verdiği huzur içinde, ona birazcık yüksekten, fakat hoşgörüyle bakar; o da benim benzer biçimde, sadece biraz daha küçük diyerek, Poupette’i olduğu benzer biçimde kabul ederdim. Benim bu hoşgörü içindeki tutumum, kardeşimi minnettar bırakır ve “varsa yoksa ablam” diye git gide bağlanırdı bana. Poupette, bana bağlarımlı biriydi. Benim ikinci berim, esimdi. Birbirimizden ayrılamaz olmuştuk. Kardeşi olmayan çocuklara acırdım. Tek başına oynanan oyunlar anlamsızdı; süre öldürmekten başka bir işe yaramazdı. Fakat iki fert oldun mu, ister sek-sek oyna, ister top, bütün oyunlar yepyeni birer serüven havasına bürünürdü. Bir dergiye baktığım yahut resimli bir defteri suluboya ile boyadığım vakit bile bir destekya bir yoldaşa gerek vardı.